EMPATİ

Sadece mantık değil, aynı zamanda EMPATİ.

Empati, kendinizi bir başkasının yerine koyabilme ve o kişinin ne hissettiğini sezebilme becerisidir. Başkalarının giysilerini kuşanabilmek, başkalarının gözleriyle görebilmek ve başkalarının yürekleriyle hissedebilmektir. Oldukça ani biçimde yaptığımız bir şey; düşünüp taşınmanın bir ürünü olmaktan çok, içgüdüsel bir davranış. Empati hayal gücü içeren çok şaşırtıcı bir gözü peklik davranışı, en büyük sanal gerçekliktir; dünyayı başka bir kişinin bakış açısından deneyimlemek üzere onun zihnini kuşanıvermektir.

Empati bilgisayarlar tarafından üretilemeyeceği kanıtlanmış, uzaklardan elektronlarla bağlanan yabancı çalışanların ise karşılamakta çok zorlanacağı bir yetenek.

GELECEĞİ KARŞILAMAK

Empati, büyük oranda, duyguyla –diğerinin hissettiğini hissetmekle- ilgili. Ancak duygular kendilerini genellikle Sol Beynin Yönettiği yollarla dışa vurmuyorlar. İnsanların duyguları nadiren sözcüklere dökülür; çok daha sıklıkla başka ipuçlarıyla dışa vurulurlar. Duyguların sergilendiği ana tuval yüzdür. Ağzımızı, gözlerimizi, yanaklarımızı, kaşlarımızı ve alnımızı geren, gevşeten ve kaldıran kırk üç küçük kasla, yüzümüz bütün insan duygularını aktarır. Empati duyguya dayandığına ve duygu da sözsüz olarak aktarıldığına göre, bir başkasının yüreğine ulaşmak için, yolculuğa onun yüzüne bakarak başlamalısınız.

‘’Hem kendi duygularımızı dışa vurmamız hem de diğerlerinin duygularını okumamız özellikle sağ yarım küre aracılığıyla gerçekleşiyor.’’ Kadınların büyük çoğunluğu –solak olup olmadıklarından bağımsız biçimde -bebekleri sol taraflarında kucaklıyorlar.(Bedenin sol tarafıyla yaptıklarını beynin sağ tarafı algılar) Bebekler konuşamadığına göre, onların gereksinimlerini anlamamızın tek yolu da yüz ifadelerini okumak ve duygularını sezmek. Bu durumda sola dönerek içgüdüsel olarak empati kurmaya çalışıyoruz.

 

EMPATİ HER YERDE YÜKSELEN DEĞER

Empati Tasarım’ın önemli bir parçası, çünkü iyi tasarımcılar kendilerini tasarladıkları ürün ya da hizmetten yararlanacak kişinin yerine koyuyor. Empati Senfoni’yle de ilgili, çünkü empatik insanlar bağlamın önemini biliyor. Senfonik düşünenler nasıl resmin bütününü görüyorsa, empatik kişiler de aynı biçimde insanı bir bütün olarak görüyorlar. Son olarak, Öykü yeteneği de empati gerektiriyor. Unutmayın, insan ilişkileri söz konusu olduğunda bilgisayarlar ‘’otistik’’tir.

Bugün her türlü iş alanında bu “6 duyu” kendine yer bulabilmekte. Örneğin, daha önceki yazılarımda açıkladığım gibi, yazılım ve internet siteleri, bir zamanlar belli özel bilgi alanlarında tekel oluşturmuş avukatları elemiş oldu. O halde geriye hangi avukatlar kalıyor? Müşterileriyle empati kurarak onların gerçek gereksinimlerini anlayabilenler. Görüşmeye oturduklarında, tartışmadaki açık sözlerin altındaki alt metni çıkarabilenler ve ikna edici kanıtlar ortaya koyup koymadıklarını anında anlayabilenler. Bu empatik beceriler avukatlar için her zaman önemli olmuştu, ancak bu meslekte ve diğer mesleklerde artık farklılaşmanın kilit noktası haline geldiler.

Diğer bir deyişle, diğer her şey eşit olmak koşuluyla, empati sahibi bir doktorun bir hastayı iyileştirme olasılığı, mesafeli bir doktordan daha yüksektir. Hemşireliğin Kavram Çağı’nın iş gücü içinde neden kilit mesleklerden biri olacağını açıklayan nedenlerden biri, empatinin tedavideki rolünün giderek tanınılırlık kazanması.

Ancak Empati yirmi birinci yüzyılın emek piyasalarında ayakta kalmak için gerekli mesleki bir beceri olmanın çok ötesinde. Empati diğer insanları anlamak demek; Darwin ve Ekman’ın ortaya koymuş olduğu gibi, bizleri ülke ya da kültürün ötesinde bağlarla bir araya getiren evrensel bir dil demek. Empati bizi insan yapan şeydir. Empati neşe getiriyor. Empati anlamlı bir yaşam sürmenin temel bir parçası oluyor.

ERKEKLER, KADINLAR VE EMPATİ

Kim daha empatik? Erkekler mi, kadınlar mı? Örneğin, düzinelerce araştırma, yüz ifadelerini okumakta ve yalanları yakalamakta kadınların genellikle daha başarılı olduğunu gösterdi. Kızlar, daha üç yaşındayken bile, başkalarının ne düşündüğünü anlamakta ve birinin yüzündeki ifadeden ne hissettiğini tahmin etmekte daha başarılılar.

Empatideki cinsiyet farkı, daha düşük düzeyde de olsa, gözlemlenmiş davranışlara uzanıyor. Kadınların, şöyle ya da böyle, ağlaması ya da bir başkasının üzüntüsüne üzüldüğünü dile getirmesi daha çok beklenen bir durum. Empati farkı, hem erkeklerin hem de kadınların neden kadınlarla olan arkadaşlıklarını erkeklerle olan arkadaşlıklarından daha yakın, daha zevkli ve daha doyurucu bulduklarını açıklamaya da yardımcı oluyor. Hem erkekler hem de kadınlar empati ve anlayış aradıklarında kadınlara yöneliyor.

‘’Dişi beyni çoğunlukla empatiye programlı. Erkek beyni ise çoğunlukla sistemleri anlamaya ve kurmaya programlı.’’ Erkek beyni biraz Sol Beynin Yönettiği Düşünce Biçimi’ne benziyor. Ve dişi beyni Sağ Beynin Yönettiği Düşünce Biçimi’ne özgü yüksek –kavram, yüksek –dokunuş yaklaşımına çok benziyor. Ancak beyinlerimizin sistematize eden tarafını reddetmemiz anlamına gelmiyor.

Empati ne akıldan sapmaktır ne de akla giden tek yoldur. Bazen tarafsızlığa, mesafeye gereksinim duyarız; birçok kez de uyuma, yakınlığa. Ve başarıya ulaşanlar, bu ikisi arasında geçiş yapabilen insanlar olacak. Tekrar tekrar gördüğümüz gibi, Kavram Çağı androjen zihinler gerektiriyor.