Psikolojik sorunları kalp hastalıkların ayol açabileceği gibi, kalp hastalıkları da psikolojik sorunlara yol açabilir. Biz bugün size kalp hastalığı yaşayan insanlarda oluşan psikolojik sorunlardan bahsedeceğiz.

Kalp rahatsızlığı yaşamış her kişi vücudunun en önemli organı tarafından ölüm riskiyle burun buruna gelmiş kişidir. Dolayısıyla psikolojisi bundan çok etkilenir. Tüm hayatını değiştirmek zorundadır.

KALP HASTALIKLARI HANGİ PSİKOLOJİK SORUNLARI OLUŞTURUR?

Kalp hastalarında en sık görülen psikolojik sorunlar, depresyon, panik atak ve kaygı bozukluğudur. Bu rahatsızlıklar bazen içe içe geçebilir, bazen sadece bir tanesi görülebilir.

Depresyon, kalp hastalıklarında ölüm riskini arttıran nedenlerin başında bilinmektedir. Kalp hastalıklarında en yüksek oranda görülen psikiyatrik tablo depresyondur. Depresyonda stres hormonlarının salınımı artar ve bu hormonlar tansiyonun yükselmesine kalbin hızlanmasına neden olur. Kalp hastalarının depresyonda olduğunu anlamak zordur. Kalp krizi sonrası hastanın depresyonda olduğunun anlaşılma oranı yalnızca %10’dur. Yorgunluk, çökkünlük, az konuşma, uyuma hali vb. depresyonun belirtileriyle kalp hastalıklarına ait belirtileri birbirinden ayırmak zordur.

Bu gibi durumlarda hep depresyon varmış gibi hareket ediniz, tedavi sürecinde hastanın lehinedir ve daha yararlıdır.

Panik atak, göğüste sıkışma, yanma, batma, sol kola vuran ağrı ve uyuşma, çarpıntı ve kalbin göğüs kafesinden fırlayacak gibi olması, nefes darlığı, terleme, ateş basması, mide bulantısı gibi belirtileri olan panik atak kalp kriziyle karıştırılmaktadır.

Bu belirtiler kalp rahatsızlığının belirtileri ile öyle iç içedir ki, kişi yaşadığı kalp rahatsızlığı sonucunda travma sonrası stres bozukluğu, kaygı ve depresyon ile birlikte yaşadığı herhangi bir sıkıntıyı panik atağa dönüştürebilir. Ortada hali hazırda bir kalp rahatsızlığı da olduğu için panik atağın varlığının tespiti kalp hastaları için çok önemlidir.

Birden çok kere kalp krizi endişesiyle hastaneye gidiyor ancak fiziksel herhangi bir sorununuz bulunamıyorsa, akla ilk gelen durum panik atak olmalıdır.
Anksiyete, kalp rahatsızlığı geçiren kişide, ani ölüm korkusu, bağımlılık, statü ve yeterlilik yitimi, cinsel işlev kaybı yaşayacağına dair endişeler gelişebilir. Bunlar çok rahat konuşulup paylaşılabilecek endişeler olmadığı için kişide birikip anksiyete yani kaygı bozukluğuna neden olabilir. Çalışmalar; kalp hastalarının ilk 24 saat içerisinde bile kaygı bozukluğu geliştirebileceğine vurgu yapıyor.

Birden çok kere kalp krizi endişesiyle hastaneye gidiyor ancak fiziksel herhangi bir sorununuz bulunamıyorsa, akla ilk gelen durum panik atak olmalıdır.
Anksiyete, kalp rahatsızlığı geçiren kişide, ani ölüm korkusu, bağımlılık, statü ve yeterlilik yitimi, cinsel işlev kaybı yaşayacağına dair endişeler gelişebilir. Bunlar çok rahat konuşulup paylaşılabilecek endişeler olmadığı için kişide birikip anksiyete yani kaygı bozukluğuna neden olabilir. Çalışmalar; kalp hastalarının ilk 24 saat içerisinde bile kaygı bozukluğu geliştirebileceğine vurgu yapıyor.

Kişi çok ilgili davranıyorsa, uykusuzluk çekiyorsa, olması gerekenden fazla tedavi ile ilgili soru soruyor, araştırma yapıyor, doktorlardan bilgi almak istiyorsa veya kalp hastalığını tamamen yok sayıyorsa, inkar ediyor, gizli gizli sigara alkol içiyorsa, yasakları delmeye çalışıyorsa anksiyete başlamış olabilir.

PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞAYAN KALP HASTALARI NE YAPMALI

Kişiler bu sorunların kendi kendine geçeceğine inanır fakat bu yanlış bir düşüncedir. Çünkü beyinde yani merkezi sinir sisteminde bir dizi değişiklikler olur. Nasıl karaciğerimizde sorun olduğunda kendimiz iyileştirmeye kalkmıyorsak, bu tür psikiyatrik rahatsızlıklarda da beynin rahatsızlık içerisinde olduğunu anlamak gerekiyor. Bu nedenle mutlaka bu tür hastaların, durumlarını kabul etmeleri, yakınlarının desteğini istemeli, tek başına çözümleyemiyorsa uzmana danışmalıdır. Asla tavsiye üzerine ilaç kullanılmamalıdır çünkü psikiyatrik ilaçlar var olan kalp rahatsızlığı ile kötü etkileşebilir. Ancak ve ancak doktor kontrolünde ilaca başlanmalıdır.