Histerik (histriyonik) kişilik özellikleri taşıyan birini tanımak için şu belirgin özelliklere dikkat edebilirsiniz:
-
Duygularını Yoğun ve Abartılı Yaşar – Anlık olarak çok mutlu, çok üzgün veya aşırı öfkeli olabilirler. Duygularını dramatik bir şekilde sergileyebilirler.
-
İlgi Odağı Olma İhtiyacı – Sürekli ilgi görmek, fark edilmek ve onaylanmak isterler. Göz önünde olmadıklarında rahatsız olabilirler.
-
Abartılı ve Çekici Davranışlar – Fiziksel görünümlerine ve etkileyici konuşmalarına önem verirler. Bazen aşırı flörtöz veya dikkat çekici giyinebilirler.
-
Hızlı Değişen Duygular – Bir anda neşeliyken, kısa süre sonra ağlayabilir ya da öfkelenebilirler. Duygusal tepkileri yüzeysel ve değişkendir.
-
Dramatik ve Tiyatral Olma – Olayları olduğundan daha büyük gösterebilirler. Hikâyelerini anlatırken dramatik ifadeler kullanabilirler.
-
Etkilenmeye Açık Olma – Çevresindekilerin fikirlerinden kolayca etkilenebilirler. Kendi düşüncelerinden çok, başkalarının tepkilerine göre hareket edebilirler.
-
İlişkilerde Derinlik Eksikliği – İnsanlarla hızla yakınlaşabilir ama ilişkileri yüzeysel olabilir. Gerçek bir duygusal bağ kurmakta zorlanabilirler. Kurulan bağ derinlikten yoksundur.
-
Manipülatif Davranışlar – İlgi çekmek ya da istediğini elde etmek için duygusal manipülasyon yapabilirler (örneğin, ağlama krizleri, küsmeler, tehditler, gizemli konuşmalar).
Histriyonik kişilik yapısı, DSM-5’te Histriyonik Kişilik Bozukluğu (HPD) olarak sınıflandırılır. Ancak, bu özelliklerden bazılarını göstermek, kişinin mutlaka bu bozukluğa sahip olduğu anlamına gelmez. Günlük hayatta da histriyonik eğilimleri olan kişilerle karşılaşabiliriz.
Histerik Kişinin Arkadaş Buluşmalarındaki Davranışları
Histerik biri, arkadaş buluşmalarında genellikle dikkat çekme ve ilgi odağı olma eğilimindedir . Ancak bu, her zaman doğrudan “ben” merkezli bir konuşma tarzı şeklinde olmaz. Daha incelikli stratejiler de kullanılabilir.
1. İlgi Odağı Olma Stratejileri
- Dikkat Çekici Hikâyeler Anlatma: Dramatik, abartılı veya etkileyici anıları paylaşarak ilgiyi kendisine çekmeye çalışır.
- Kendini Kahraman veya Kurban Olarak Sunma: Ya herkesin hayran olduğu bir figür ya da dramatik olaylarda mağduriyet gibi kendini konumlandırabilir.
- Flörtöz veya Eğlenceli Davranışlar: Özellikle karşı cinslerin barındırıldığı, ilgi çekmek için fiziksel temas, kahkaha, cesur espriler kullanılabilir.
- Kriz Yaratma: Eğer yeterince ilgi görmüyorsa, bir tartışma başlatılabilir, ani bir üzüntü nöbeti geçirebilir veya ortamdan uzaklaşarak insanların peşinden gelmesini bekleyebilir.
2. Başkalarının İlgi Alanlarına Olan Tutumu
Histerik kişiler, ilgi alanları hakkında konuşulabilir ancak bu genellikle yüzeysel veya manipülatif bir amaç taşır .
-
İlgili gibi görünen ama olaylar hızla kendine çevirir.
- “Sen yoga mı yapıyorsun? Aa, benim geçen günü yaşadığımı anlatmak lazım!”
- “Çok güzel bir seyahat yapmışsın, bu bana geçen yılki tatilimi hatırlattı!
-
İlgileniyormuş gibi sosyal yaparak fayda elde eder.
- Yeni biriyle tanıştığında veya grup dinamiğini anlamaya çalıştığında, insanların hoşuna gidecek konulara ilgi göstererek sosyal kabul kazanmaya çalışabilir.
-
Sıkıcı bulursa çözümü bulur.
- Konu ilgisi çekilmiyorsa, telefona bakılabilir, dikkat dağıtıcı hareketlerde bulunabilir veya konuyu hızla değiştirmeye çalışabilir.
3. Grup Dinamiğine Göre Değişen Tavırlar
- Ortamda baskın biri varsa, rekabetçi olabilir. Histerik kişinin, ilgi odağı olmasını engelleyen başka biri varsa, onunla sözlü veya jestsel rekabete girebilir.
- Grubun enerjisine göre şekil alabilir. Eğer grup ciddi ve entelektüelse, kendisi kültürlü ve derin göstermeye çalışabilir; eğer eğlenceliyse, şakacı ve neşeli bir karakter sergileyebilir.
Sonuç
Histerik bireylerin, arkadaşların buluşmalarında ilgi yoğunluğu ancak ilgi odağı olmasına hizmet ettiği sürece dikkat eder. Eğer ilgi odağını kaybederse konuyu değiştirir, dramatize eder veya ortamın enerjisini manipüle etmeye çalışır.
Histriyonik Birey ile İlişki
Histriyonik (dramatik ve ilgi odaklı) kişilik özelliklerine sahip biriyle birlikte olmak, karşı tarafta hem heyecan verici hem de yorucu duygular uyandırabilir. İşte olası hisler ve etkiler:
İlk Başta Çekici ve Heyecan Verici
- Eğlenceli ve Karizmatik Görünürler → Canlı, enerjik, sosyal ve dikkat çekici oldukları için başta büyüleyici olabilirler.
- İlgiyi Yoğun Gösterirler → Partnerlerini özel hissettirebilir, büyük jestler yapabilir, aşklarını coşkulu şekilde ifade edebilirler.
Zamanla Yorgunluk ve Gerilim Oluşturabilir
- Duygusal Dalgalanmalar Yorar → Bir gün sizi dünyanın en özel insanı gibi hissettirirken, ertesi gün ilgisiz veya aşırı dramatik olabilirler.
- İlgi Talebi Baskı Hissettirebilir → Sürekli ilgi ve onay beklemeleri, partnerin kendini ikinci plana atmasına veya yetersiz hissetmesine neden olabilir.
- Manipülatif Davranışlar Güvensizlik Yaratabilir → Duygusal manipülasyon (küsmek, gözyaşı dökmek, tehditler) karşı tarafı suçlu hissettirebilir.
- İlişkide Derinlik Eksikliği Hissedilebilir → Yüzeysel ve gösterişe dayalı duygusal bağlar nedeniyle gerçek bir yakınlık eksikliği olabilir.
Sonuç: Tükenme veya Bağımlılık
- Bazı Partnerler Bağımlı Hissedebilir → Duygusal iniş çıkışlar adeta bir “duygusal rollercoaster” etkisi yaratarak bağımlılık yapabilir.
- Bazıları Kaçmak İster → Sürekli drama ve ilgi ihtiyacı, partnerin tükenmesine ve ilişkiden uzaklaşmasına neden olabilir.
Özetle, histriyonik biriyle birlikte olmak başta büyüleyici gelse de, uzun vadede yıpratıcı olabilir. Partner, kendini sık sık duygusal bir fırtınanın içinde bulabilir ve kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atmak zorunda hissedebilir.
Lacan’ın Psikanalitik Teorisi Bağlamında
Histriyonik Kişilik
1. Ayna Evresi ve Histriyonik Kimlik
Lacan’a göre, birey bebeklikte ayna evresi boyunca kendisini bir bütünlük içinde algılar ve “Ben” (Moi) imgesini dış dünyada bulmaya çalışır. Histriyonik bireylerin bu aşamada sahte bir benlik geliştirdiği düşünülebilir:
- Kendilerini başkalarının bakışında tanımlarlar (narsisistik belirlenim).
- Sürekli olarak dış dünyadan gelen onaya bağımlıdırlar çünkü kendilik algıları içsel olarak istikrarlı değildir.
Bu yüzden histriyonik birey için diğerlerinin ilgisi, kimliğini sabitlemenin bir yolu olur. Partner, bu noktada “ayna” işlevi görür ve sürekli onay vermezse histriyonik birey boşluk ve kriz hisseder.
2. Arzu ve Eksiklik: “Beni Arzula”
Lacan’a göre arzu, hiçbir zaman tamamen tatmin edilemeyen bir eksiklikten doğar ve bu bütün insanlar için geçerlidir. Histriyonik bireylerde bu eksiklik duygusu yoğun yaşanır ve telafi edilmesi için dışarıdan sürekli arzulandıklarının teyidine ihtiyaç duyarlar:
- “Beni arzulamanı istiyorum” → Histriyonik birey, karşı tarafın ilgisini kazanmak için dramatik ve çarpıcı davranışlar sergileyebilir.
- Ancak arzunun nesnesi olmanın kendisi yetmez → Partnerin ilgisini kazandıktan sonra hızla yeni bir teyit ihtiyacı doğar.
Bu döngü, histriyonik bireyin partnerini tatmin edilemeyen bir arzu nesnesine dönüştürmesine yol açabilir. Partner, sürekli olarak arzulaması gereken bir “özne” haline gelir ve ilişkiyi sürdürebilmek için kendisini tüketici bir ilgi oyununun içinde bulabilir.
3. Büyük Öteki ve Performans
Lacan’da Büyük Öteki (Grand Autre), toplumun, kültürün ve dilin oluşturduğu sembolik düzeni temsil eder. Histriyonik bireyler için Büyük Öteki’nin bakışı özellikle önemlidir:
- Sahneye konan bir performans → Histriyonik birey için gerçek aşk ya da bağlılıktan çok, başkalarının bu aşkı nasıl gördüğü önemlidir.
- Göz önünde olmayan bir aşk, var olmuyormuş gibi hissedilir → İlişkide histriyonik kişi, sürekli olarak gösteriş, ilgi ve dışarıdan gelen onay ihtiyacı hissedebilir.
Bu nedenle, partner kendisini bazen sadece bir “figüran” gibi hissedebilir, çünkü ilişkinin özü değil, nasıl algılandığı önemlidir.
Sonuç: Partnerin Konumu ve Yabancılaşma
Histriyonik bir bireyle ilişkide olan kişi, Lacancı perspektifte iki kritik noktada sıkışabilir:
- Arzunun Tutsaklığı → Partner, histriyonik bireyin ilgi ihtiyacını karşılamak zorunda hisseder ve kendisini sürekli onun eksikliğini gidermeye çalışırken bulabilir.
- Özneleşememe (Kendi Ötekiliği) → Partner, zamanla kendi arzularının ve benliğinin arka plana itildiğini fark edebilir. İlişki, histriyonik bireyin eksiklik duygusunu doldurmaya yönelik bir oyuna dönüşebilir.
Lacancı bakış açısından histriyonik biriyle ilişki, sonsuz bir eksikliği doldurmaya çalışmak gibidir. Partner, histriyonik birey için sürekli bir yansıma ve teyit kaynağı olmaktan kaçınamazsa, sonunda kendini yok olmuş ve tüketilmiş hissedebilir.
Lacancı Perspektiften Histriyonik İlişkinin Etkisi
Partnerin “Yok” Hissetmesi:
Partnerin Yabancılaşması ve Kırılan Ayna
Lacan’a göre, birey Öteki’nin bakışında bir özne olarak var olur. Ancak histriyonik bireyin ilişki dinamiğinde partner, Öteki olarak kabul edilmez, aksine bir ayna işlevi görmeye zorlanır. Histriyoniğin hayatına ne için girmişsinizdir acaba? Siz yoksunuzdur, sadece bir aynasınızdır. Bu durum, partnerin kendisini zamanla “yok” gibi hissetmesine yol açar. Peki, bu nasıl gerçekleşir?
1. Partnerin Özneleşememesi: “Sadece Bir Fonksiyonum”
Histriyonik birey için partner, kendi benlik algısını güçlendirmek ve varlığını teyit etmek için oradadır. Partner, kendi duygularıyla değil, sadece histriyonik bireyin ihtiyaçlarına cevap vererek anlam kazanır.
- Partner, duygularını ve ihtiyaçlarını ifade ettiğinde bunlar ya göz ardı edilir ya da histriyonik birey tarafından dramatize edilerek kendisine mal edilir.
- Örneğin, partner üzgün olduğunu söylediğinde, histriyonik birey bunu şöyle çerçeveleyebilir:
- “Sen üzgünsün çünkü artık bana eskisi gibi hayranlık duymuyorsun.”
- “Beni artık sevmiyor musun? Beni suçluyorsun!”
- “Benim ne kadar acı çektiğimi biliyor musun?”
Bu durumda partnerin kendi duygusal gerçekliği yerini histriyonik bireyin sahnesine bırakır. Partner, kendi varlığının önemli olmadığını ve sadece bir yansıtıcı yüzey olduğunu hissetmeye başlar.
2. Partnerin Arzularının Silinmesi: “Ne İstersem O Olmalı”
Lacan’a göre insan arzusu, Öteki’nin arzusunun arzusudur; yani özne, ancak Öteki’nin arzusunu tanıyarak kendi öznel varlığını kurabilir. Ancak histriyonik birey için partnerin arzusunun bir önemi yoktur—sadece kendisi arzulandığında bir bütün hisseder.
- Partnerin kendi ilgi alanları, hayalleri veya arzuları ikinci plana itilir.
- Eğer partner kendi bireyselliğini ifade etmeye çalışırsa, histriyonik birey bunu bir tehdit olarak algılar:
- “Senin hobilerin var ama benimle ilgilenmiyorsun!”
- “Benimle ilgilenmiyorsan, artık beni çekici bulmuyorsun.”
- “Arkadaşlarınla daha çok vakit geçiriyorsun, onlar benden değerli mi?”
- “Sen telefonunla ilgilen benimle ilgilenme.”
- “Arkadaşların seni neden arıyor, ne kadar çok arkadaşın var”
- “Vaktinin çoğunu işini düşünerek geçiriyorsun, beni de düşün”
Bazen söylemler bu kadar net, keskin ve bariz olmayabilir. Patnerinin ilgisini ondan çekip, gözünü başka bir yere çevirdiği her şey histriyonik birey için rahatsız edicidir. Karşı tarafı suçlamak için bir araç olarak kullanılır. Bu durumda partner, kendi isteklerini ve kimliğini zamanla bastırmak zorunda kalır. Çünkü ne isterse istesin, histriyonik bireyin ilgisini kaybetme korkusu yaratır.
3. Partnerin Aynaya Hapsolması: “Ben Kimim?”
Histriyonik birey, partnerine yalnızca kendisini onaylayan bir ayna olarak bakar. Partner zamanla şu döngüye girer:
- İlgi ve hayranlık gösterdiğinde, ilişki yolunda gidiyor gibi görünür.
- İlgi eksildiğinde veya kendi varlığını ortaya koyduğunda, çatışma başlar.
- Partner, her şeyin kendisinden kaynaklandığını düşünmeye başlar: “Daha fazla ilgi göstermeliyim, yoksa bu ilişki bitecek.”
- Bir süre sonra, kendi kimliği silinmeye başlar. Partner sadece onaylayan, arzulayan, varlığını histriyonik bireye göre şekillendiren bir gölgeye dönüşür.
Bu durum, Lacancı yabancılaşmayı (aliénation) hatırlatır. Partner kendi “ben”ini artık tanımlayamaz çünkü varoluşu tamamen histriyonik bireyin bakışıyla belirlenmektedir.
4. Var Olmayan Partner: “Görünmezlik Sendromu”
Bu süreç içinde partner şunu fark edebilir:
- İlişkide ben kimim?
- Ben
- im varlığım gerçekten önemli mi, yoksa sadece bir fonksiyon muyum?
- Beni sevdiği için mi istiyor, yoksa sadece kendisini tamamlayacak bir araç olarak mı görüyor?
Zamanla partner ilişkinin içinde ama öznel olarak yok gibi hissetmeye başlar.
5. Kırılma Noktası: Aynadan Çıkış veya Tükenme
Partner iki seçenekle karşı karşıya kalır:
-
Aynadan Çıkış (Kopuş ve Ayrılık)
- Partner, bu kısır döngüyü fark ettiğinde, kendi benliğini yeniden kazanmak için ilişkiden ayrılabilir.
- Ancak histriyonik birey, partneri kaybetmemek için dramatik krizler yaratabilir.
-
Tükenme ve Tamamen Silinme
- Partner, kimliğini tamamen bastırarak duygusal tükenmişlik yaşayabilir.
- Bu durum, depresyon, özgüven kaybı ve yoğun bir varoluşsal boşluk hissine yol açabilir.
Sonuç: Histriyonik Partnerle İlişki ve Partnerin Varoluşsal Krizi
Lacancı perspektiften bakıldığında, histriyonik biriyle ilişki partnerin giderek bir “hiçliğe” sürüklenmesine neden olabilir.
- Öznelliğini kaybeden bir partner, kendini yansıtılmaya mahkûm bir nesne olarak hisseder.
- Kendi arzuları silinir, çünkü ilişki tamamen histriyonik bireyin ihtiyaçları üzerinden şekillenir.
- İlişkide var olduğunu hissetmek için, sürekli olarak ilgi göstermeli, histriyonik bireyin dramlarına cevap vermeli ve kendi benliğini geri plana atmalıdır.
- Bu da partnerin “yok” olduğu bir noktaya gelmesine neden olur: Kendi düşüncelerini, duygularını ve arzularını unutmaya başlar.
Bu yüzden histriyonik biriyle uzun süre birlikte olan bir kişi, ilişkiyi sona erdirdiğinde kendisini kimliksiz, kaybolmuş ve eksik hissedebilir—çünkü kendi benliği uzun süredir aynanın içinde gölgelenmiş durumdadır.
Histerik Biriyle Sağlıklı Bir İlişki Kurmak: Lacancı ve Klinik Yaklaşımlar
Histerik bireyler, Lacan’a göre eksiklikler ve arzu tartışmaları içinde yaşarlar. Öteki’nin (partnerin) bakışında kimliklerini inşa ederler ve bu nedenle sürekli arzulanmak, onaylanmak ve ilgilenilmek isterler. Ancak bu döngü devam ederek gerçek bir özneleşme (kendi benliğini bağımsız olarak inşa etme) gerçekleşemez.
Bu sağlıklı bir ilişkinin anlaşılması için:
- Histerik bireyin bireyseleşmesine alanın açılması gerekir.
- Onu sürekli arzulayan ve onaylayan bir “ayna”dan çıkmak gerekir.
- İçsel eksiklik hissini kendi içinde fark etmesine yardımcı olması gerekir.
1. Partner, Ayna Olmaktan Çıkmalı (Ancak Kırıcı Olmadan)
Histerik bireyler için ortağının varlığını sağlayan bir aynadır . Ortak bu rolü sürdürdükçe, histerik bireyin bağımsız bir kimliğini geliştiremez. Ancak bir anda ilgisiz davranmak da terk edilme korkusunu tetikleyerek daha dramatik tepkilere yol açabilir.
Ne yapılmalı?
- İlgi ve yakınlık dengelenmeli. Sürekli “görünmez” hissettirmek yanlış ama abartılı bir ilgi de sürdürülebilir değil.
- Övgü ve ilgi sadece hak izni verilmeli. Gerçekçi ve içten övgüler histerik bireyin sağlıklı yaşamını kazanmasını sağlar.
- Sonsuz hata sorununa girilmedi. “Evet, çok güzelsin” gibi sürekli tekrar eden onaylar yerine, bazen “Buna neden ihtiyacın var?” sorusu sorulmalı.
Örnek:
❌ “Tabii ki en güzel sensin, inanılmaz çekicisin!” → (Sonsuz onay, miktarı artırır.)
✅ “Bunun senin için neden önemli olduğunu merak ediyorum. Dışarıdan nasıl göründüğün seni bu kadar etkiliyor mu?” → (Derinleşmeye teşvik eder.)
2. Kendi Kimliğini Geliştirmesine Destek Olmak
Histerik bireyler genellikle başkalarının ilgisi üzerinden anlam bulurlar. Bu sayede kendi başlarına değerli hissedebilecekleri alanlar yaratmak önemlidir .
Ne yapılmalı?
- Onu, kendi ilgi alanlarına yönlendirmek. Kendi başına değerli hissedilebilecek alanlar bulmasına yardımcı olunmalıdır.
- “Beni arzuluyor musun?” döngüsünü kırmak. Onun ilgisini çekecek bağımsız etkinlikler yaparak, ilişkide farklı bir dinamik oluşturulmalı.
Örnek:
❌ “Tabii ki seni seviyorum, her zaman benim için önceliklisin.” → (Bağımlılığı arttırır.)
✅ “Bugün kendi projelerimle odaklanıyorum, sen de kendi ilgin olan bir şey yapabilirsin.” → (Özerkliği teşvik eder.)
3. Duygusal Manipülasyona Karşı Sağlam Durmak
Histerik bireyler, duygusal manipülasyon tekniklerini saklanarak veya bilinçsiz şekilde kullanabilirler. Bunu bağlamayı test etmek veya ilgiyi artırmak için yaparlar .
Ne yapılmalı?
- Duygusal çıkışlarına karşı dengeli kalmak. Onların duygusal dalgalanmalarına eşlik etmek yerine, sakin ve sabit bir enerji sunulmalı.
- Duygusal şantajlara izin verilmemeli. Eğer partner, histerik bireyin her dramatik değişiminde geri adım atarsa, bu davranışlar pekişir.
Örnek:
❌ “Sen böyle yapınca üzülüyorum, hadi kavga etmeyelim.” → (Histerik bireyin kriz yaratma öğrenmesini güçlendirir.)
✅ “Bu şekilde konuştuğunda konuyu sağlıklı bir şekilde çözemiyoruz, sakinleştiğinde konuşalım.” → (Duygusal sınır koyar.)
4. Onun “Eksiklik” Hissini Fark Etmesini Sağlamak
Histerik bireyin sürekli dış ilgi ve onay beklemesi, içsel olarak eksik hissettiğinin bir göstergesidir . Bunu fark etmesi, iyileşmesi için önemlidir.
Ne yapılmalı?
- Onun eksiklik duygusunu bastırmak yerine yerine fark etmesine yardımcı olunmalı.
- İçsel güvensizlikleriyle yüzleşmesine alan açılmalı.
Örnek:
❌ “Sen zaten harikasın, neden böyle hissediyorsun?” → (Eksiklik hissini inkâr etmek, anlık rahatlamayı sağlar ama uzun sürede bağımlılığı arttırır.)
✅ “Bazen dışarıdan gelen ilgiye çok ihtiyaç duyduğunu fark ediyorum. Sence bu neden olabilir?” → (Kendi eksikliğini sorgulamasına yardımcı olur.)
5. Net ve Sağlıklı Sınırlar Koymak
Histerik bireyin, sınırları test etmeye eğilimlidir. Ancak net sınırlar, hem ona hem de partnere daha sağlıklı bir ilişki ortamı sunar .
Ne yapılmalı?
- Net sınırlar koyulmalı ve bunlardan ödün verilmemeli.
- Drama ve manipülasyon oyunlarına dahil olunmamalı.
- Partnerin kendi alanına sahip olması teşvik edilmeli.
Örnek:
❌ “Madem üzgünsün, planlarımı iptal ediyorum.” → (Drama ödüllendirilmiş olur.)
✅ “Seni anlıyorum, üzgün olduğunu hissediyorum. Ancak bu akşam kendi planımı yapacağım, sonra konuşuruz.” → (Sınırları korurken empati gösterir.)
Sonuç: Histerik Kişi Nasıl Sağlıklı Bir İlişkiye Ulaşır?
✅ Partner aynaya dönüşmemeli.
✅ Bağımsızlık ve bireysellik desteklenmeli.
✅ Duygusal iniş çıkışlara kapılmadan, sabit ve düzenli bir enerji sunulmalı.
✅ Sınırlar belirlenmeli ve net bir şekilde korunmalı.
✅ Histerik bireyin içsel eksikliğinin fark etmesi sağlanmalı.
Bunlarla histerik bireyin dışarıdan gelen onaya bağımlı olmaktan çıkmasını, kendi benliğini güçlendirmesini ve daha sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlar.