LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transeksüel, ,intersex) bireyleri toplumda hukuksal ve sosyal açıdan birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durumların lgbti bireyleri üzerinde yarattığı psikolojik sorunlar oldukça fazladır.
Lgbti olan bir birey çocukluğundan itibaren heteroseksüel bir bireye oranla daha çok sorunla karşılaşmaktadır. İlk önce içinde popülasyona oranla farklı deneyimlediği bu cinsel kimliği ve yönelimini keşfetmeye anlamlandırmaya çalışıyor. Kimisi kendini yanlış bir bedende hissediyor ve kendi cinsiyetine ait şeylerden hoşlanmıyor, kimisi bedeninden cinsiyetinden memnun ama karşı cins kıyafetleri giymeyi çok seviyor, bir diğeri hem cinsinden hoşlanıyor ona ilgi duyuyor ama bunu bir türlü söyleyemiyor ve bunun neden olduğunu anlamlandıramıyor. İleri yaşlara gelmiş ve karşı cinsiyle bir evlilik yapmış, homoseksüel deneyimi olmamış ama içinde yıllardır bunu tutan gizleyen ve bu sebeple doyumsuz bir evlilik ve yaşam süren üstelik bunu eşine kendisi yaşattığı için suçluluk duyguları ile kendini yiyip bitiren. bir diğer tarafta kadınlardan ve kadın giysilerinden çok hoşlanan erkekler ama aynı zamanda kadınlarla cinsel ilişkide olmaktan hoşlanmayan ve bunun neden olduğunu sorgulayan cinsel kimliğini tanımlayamamış ve acı içinde yaşayan bireyler var. Ve hepsinden önemlisi bu ve benzeri bir çok örneği yaşayan bu kişiler çevresindeki hiç kimseye bunu anlatamıyor, dillendiremiyor kendini sorunlu, farklı, öteki vb. görüyor.

Lgbti bireyleri sayıları göz ardı edilmeyecek kadar olsa da yine de bir toplumun azınlığını oluşturuyorlar. Maruz kaldıkları ötekileştirme, dışlanma, şiddet unsurları psikolojilerini oldukça olumsuz etkilemekte. Örneğin geylerin bir kısmı toplum içinde kendi ses tonları ile konuşamıyorlar. Bunu sürekli değiştirmek zorunda olmak zamanla sosyalleşmesini azaltıyor ve içine kapanıklık akabinde depresyona sebep olabiliyor. Bu bireyler sokakta yürürken sevgililerine sarılamıyor, ellerini tutamıyor, hayatlarını birleştiremiyor, ev bile tutacakları zaman yaşadıkları çevrede hoş karşılanmıyorlar. Herkesin rahatta yaşayabildiği bir çok şey için engellenmişlik, zamanla toplumdan ve kendilerinden yabancılaşmalarına sebep olabiliyor. Ailesinin tehditlerine ve onları kabul etmemelerine, başkasıyla evlenmesini istemelerine, bu baskıya ve dışlanmışlığa dayanamayıp intihara sürüklenen birçok lgbti bireyi vardır.

Bir diğer noktada yaşanan ilişkilerde ortaya çıkıyor. Azınlıkta oldukları bilmeleri ya da düşünmeleri olası uygun eş adayının karşılarına çıkacağı umudunu ve düşüncesini azaltıyor. Buda birisiyle karşılaştıklarında partnerin deki bazı kendilerine uymayan yönleri görmezden gelmelerine ya da olduğundan çok değer yüklemelerine sebep olabiliyor. Yasaklar nedeniyle kendini bastıran bireyler yasakları aşabileceği ortamı ya da eşi bulduğunda aşırıya kaçıp her şeyi çok hızlı yoğun yaşayıp tüketebiliyor. Her türlü engellenmişlik saldırganlık doğurur. Burada saldırganlık açlık gibi düşünülebilir çok uzun süre aç kalmış bir bireyin sofraya oturduğunda çok hızlı bir şekilde olması gerekenden fazla yemesi gibi.. Bağlanmaları çok hızlı, kaybetme kokuları daha yoğun ve ayrılıklardaki yas ve depresyon daha ağır yaşanabiliyor. Tabi ki bunlar herkes için aynı şekilde olmamaktadır fakat bazı lgbti bireyleri için geçerli genel bir problemdir. Kendini cinsel kimliğini, cinsel yönelimini ve cinsiyet kimliğini tanımlamış, bundan emin ve arkasında durabilen bireylerin varlığını görsek de genel tablo birçok psikolojik problem yaşadıklarına işaret etmektedir.

Aileler çocuklarındaki bu durumları fark etse bile görmezden gelebiliyor, yok sayabiliyor ya da tamamen reddedebiliyor. Bunun doğal ama normalden farklı yönde gelişen bir yönelim olduğunu kabul edenlerin sayısı oldukça az. Oysaki Einstein da normalden farklı bir zekaya sahipti. Normalden farklı olmanın bir sorun ya da hastalık anlamı taşımadığını bir türlü anlayamıyoruz. Ailelerin bu tutumları yüzünden birçok kişi kendisini saklayarak açığa çıkarmayarak her şeyi içinde yaşayarak büyüyor. Bunu ailelerine dile getiren lgbti bireylerinin aldığı bazı tepkiler şu şekil de olabiliyor: “Kesinlikle böyle bir şey yok, biz bunu kimseye söyleyemeyiz, seni birileri tehdit mi etti, seni birileri mi buna zorladı, okutalım bu çocuğu üfletelim, seni reddederiz, karşı cinsten biriyle olmayı dene, psikolojik yardım al, değişebilirsin, uyuşturucu mu kullanıyorsun” ve benzeri şekilde bunlar uzayıp gidiyor. Anne babalar terapiye gelip çocuklarını nasıl değiştirebileceklerini, nerede hata yaptıklarını soruyorlar. Bu durumu çevreye anlatamayacaklarını ve bunun üzerlerinde  doğurduğu baskı, utanma, sosyal kaygı, depresyon durumlarını paylaşıyorlar. Bu noktada şunu tekrar dile getirmeliyiz ki LGBTİ bireyleri hasta değillerdir, değişmeyeceklerdir, lgbti bireylerinin de bu tercihi davranışı ve duygusu değişmeyecektir. Burada kimsenin suçu yoktur. Aile yanlış bir şey yapmamıştır. Ancak toplumda kabul edilebilir bir durum olmadığı için kendini bastırmış kişiler ilerleyen yaşlarda yönelimini keşfedebilir ve yönelimleri ileriki yaşlarda değişiklik gösterebilir.

Aynı zamanda bu bireyler toplumda da kendilerini gizlemek zorundalar çünkü bazı düzenlemeler onların her işte çalışamamasına ve çalışsa dahi huzursuzluk içinde olmalarına sebebiyet veriyor. Ailelerinden de bu durumu gizledikleri için toplumda da görünür olurlar korkusuyla konu komşu, eş dost akraba içinde kendilerini gizliyorlar. Bu konular daha henüz toplumumuz da yeni görünür olmaya ve konuşulmaya başlandı. Ve bu bireyler içlerinde yaşadıkları çelişkileri, ikilemleri, yasları, özlemleri paylaşabilmeye başladılar. Fakat bu süreç onlarda birçok zarara sebep oldu ve oluyor. Henüz hala içindeki duyguları, yönelimleri, istekleri ve kimlikleri adlandıramayan bireyler var. İçindeki farklılıkla başa çıkmak, onu tanımlamak, kabul etmek, yaşayabilmek oldukça zorken bir de bunu kabul edilmedikleri, dışlandıkları, hasta olarak adlandırıldıkları bir toplum içinde gerçekleştirmek çok büyük bir içsel ve dışsal mücadeleyi gerektiriyor. Bu iç mücadele yeterince zorken bir de dış mücadeleyi üstüne eklemek tahribata yol açıyor. Yani daha kendisi bunu çözememişken bir de ailesine ve topluma bunu nasıl anlatacakları düşüncesi onları büyük bir kaosa sürüklüyor. Ve ne yazık ki bu mücadelede ailesini bile yanında göremeyen bu bireylerin psikolojik sorunları büyüyor da büyüyor.

Bir çok lgbti bireyi bu durumu toplumsal baskı yüzünden öyle bir bastırmış ki kendisi bile farkında olmayıp ve heteroseksüel olduğa inanabiliyor. Fakat bu durum bir yerde patlak verebilir ve bireyin o döneme kadar ki yanlış ördüğü tuğlaları devirerek, yıkarak daha büyük bir tahribata yol açabilir. Belkide evlenmiş çocuk sahibi olmuşken…

Evet lgbti bireylerinin bir çoğunun psikolojik yardıma ihtiyacı vardır. Fakat bu lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, interseks, karşıt giysici oldukları için değil, lgbti bireyi olmalarından dolayı, toplumun onları dışlaması, kabul etmemesi, değiştirmeye zorlaması ve yaşam alanları kısıtlaması, yanlarında ailelerini, sosyal desteği bulamadıkları içindir.